Çocuklarımızın yeni tatlara alışma süreçleri zorlu olabiliyor. Bu sevilmeyen yeni tatlar çoğunlukla sebzeler oluyor ve çocuklarının sebze yememesi annelerin en büyük dertlerinden biri haline geliyor. Elinizden geleni yaptığınıza eminim ama bir bakalım gözden kaçırdığınız bir şeyler var mı?
Örnek olun:
Çocuklarımız dünyayı evde gözlemleyerek öğrenmeye başlarlar. Bu yüzden sağlıklı yeme davranışının gelişmesinde sağlıklı besinleri sunmaktan çok davranışlarımız daha çok önem kazanır. Çocuğunuz küçükse sizin elinizdeki çatalı almaya çalıştığını, merak ettiğini fark etmişsinizdir. Çocuğumuz ıspanak yediğimizi görürse ıspanağı, gofret yediğimizi görürse gofreti merak edecektir. Rol model olarak da bizi gördüğü için bizim davranışlarınızı taklit edeceklerdir. Ispanak yersek ıspanak, gofret yersek gofret yiyeceklerdir. Evet ileride gofreti de öğrenecek, önünü alamayız, ama mümkün olduğunca geciktirebiliriz. Hem bu sayede sağlıklı beslenmek için bizim de bahanemiz olacak. Siz sebzenizi, yoğurdunuzu, meyvenizi yiyin, bunun doğal olan olduğunu, bundan keyif aldığınızı hissettirin. Bakın o da alışacaktır.
2.Aşina olmasını sağlayın:
Psikolojide geçen “mere exposure effect” yani “maruz kalma etkisi” birinin bir şeye maruz kaldıkça daha olumlu bir tepki geliştireceğinden bahseder. Yani; bir şeye ne kadar çok maruz kalırsak ona olan aşinalığımız artacak ve daha çok beğenmeye başlayacığız. Bir şarkıyı ilk dinleyişimizde beğenmeyip birkaç dinleyişten sonra fena gelmeyişinin, TV’de sık sık gördüğümüz oyuncunun artık gözümüze güzel gelmesinin nedeni de bu. Gelelim bunu nereye bağlayacağıma: Çocuklarımız için de denediği her tat yeni. Bu yüzden ilk seferde tepki göstermeleri çok doğal, alışkın değiller. Yemeyi reddettiği bu yiyecekleri yeteri kadar teklif ettikçe bu yemeklere alışmaya başlayacaklardır. Yani bir şeyi 2-3 kez reddedince hemen pes etmeyin. Araştırmalar çocuklarımıza bir yiyeceği en az 10-12 kez denetebileceğimizi söyler. Bu yüzden, tabi ki zorlayarak değil ama teklif etmeye devam edin.Her seferinde tatmasa bile masanızda bulunması, koklaması, görmesi, sevdiği bir yemeğin içinde tadını alması bile sayılır. Bir süre sonra o artık alıştığı bir tat olmuş olacaktır. Bir baktınız 11.de keyifle yemeye başlamış…
3.Yiyecekleri farklı formlarda sunun:
Bir sebzeyi zorlamadan bir kaç kez sunalım, teklif edelim demiştik. Peki nasıl sunabiliriz?
Bir ıspanağı kıymalı ya da zeytinyağlı yapabilirsiniz. Yoğurtla, salatada, krep veya omlet içinde verebilirsiniz. Bakın bir ıspanağı kaç farklı şekilde sunabiliyoruz.
Sağlıklı soslar hazırlayıp havuç, salatalık, kereviz sapı gibi çiğ sebzeleri sağlıklı soslarla birlikte ya da sade verebilirsiniz. Çocuklar kolay yenilebilir elma dilimi/ havuç çubuğu gibi yiyecekleri severler.
Pancar cipsi, karnabahar graten gibi ilgilerini çekecek tarifler deneyebilirsiniz. Yalnız bu farklı formlara sokma işini zararlı hale getirmekle karıştırmamalıyız. Yani patlıcan/patates kızartması, ıspanaklı börekten bahsetmiyorum. Bunlar da tabi ki arada yenilebilir ama patlıcanı illa yedirmek için sağlıksız yollara başvurmamıza gerek yok.
“Flavor flavor learning” yani “tat - tat koşullaması”; sevilmeyen bir tadın sevilen bir tatla birlikte verilerek koşullanılması sonucunda sevilmeyen tadın daha çok yenebileceği demektir. Yani, brokoliyi havuçla (havuç genelde seviliyor) birlikte vermek. Daha önce bahsettiğim, tekrarlayarak maruz bırakma kadar etkili ve o sebzeyi sevmesini arttıracak bir yol olmayabilir ancak ilk kez tattırmaya teşvik etmek için denenebilir.
Yediği yiyeceklerin, köftesinin, çorbasının, bulgurunun içine sebzeler katmak da gizli gizli yedirirken yavaş yavaş o tatlara alışmasında etkili olacaktır.
Son olarak da evet görsellik önemli. İlgi çekici renkli tabaklar çocukların hoşuna gider. Yeşile karşı olan “fazla sağlıklı” ve bu yüzden “lezzetsiz” algısı pancar, renkli biberler katılarak yıkılabilir.
4. Onu da dahil edin:
Bazı kararları kendisinin almasına , bazı seçimleri kendisinin yapmasına izin vermeliyiz.Peki nasıl seçimler?
Siz sağlıklı ve çeşitli yiyecekler sunun ama sağlıklı seçenekler arasından onun seçmesine izin verin. Tüm kararı ona bırakmak değil ama; “Köftenin yanına brokoli yemeği mi istersin, börülce salatası mı? ” gibi… Birini seçmek ve yemek zorunda kalacaktır.
Tabağına ne kadar miktar konacağına da kendi karar versin, yaşı büyükse kendisi koysun. Ne kadar yiyeceğine kendi karar vermeli.
Akşam yemekte ne yapılması konusunda fikrini alabilirsiniz.
Yiyecek alış verişini birlikte yapmak, yemek hazırlarken yaşına göre yapabileceği bir görev vermek de etkili olacaktır.
Böyle seçimleri ona bıraktığımızda karar verme gururuyla yemeye daha hevesli oluyorlar.
5. Birlikte yemek yiyin:
Çocuklarımızı soframıza da dahil etmeliyiz. Birlikte oturun. Aynı sofrada yemek yerken çocuklar hem sizi gözlemleme şansı buluyorlar hem de sizle iletişim halinde oluyorlar. Yiyeceklerin faydalarından bahsetmek de etkili olcaktır. Sadece onu beslemek ya da yemesi için zorlamak yerine birlikte yendiği zaman yemek yeme işlemi sizin için bi “görev”den çıkmış oluyor. O zaman onun da inat etme fırsatı olmuyor, birlikte yapılan doğal bir aktiviteye dönüşüyor.
6. Alternatif yapmayın!:
Yemezse onun için hazırlanacak makarnanın olduğunu bilen bir çocuk neden kerevizini yesin? (ya da ek gıda sürecinde armut püresini yiyeceğine hemen teklif edilen anne sütü varsa?) Zorlamamalı ama sabırlı olmalıyız. Evde alternatif yoksa, evdeki yemek buysa onu yemek zorunda kalacaktır.
Ve son ama en önemlisi, mutlu ve huzurlu bir yeme ortamı oluşturmak. Siz tedirgin, “Ay acaba sevecek mi?” diye yaklaşırsanız o da doğal olarak temkinli yaklaşır. Aslında en önemlisi mümkün olduğunca kaygısız ve rahat olmak :)
Comments